James Wan Korku Filmleri Yönetmenliğini Bırakıyor
 

Fast and Furious 7 filmini yöneteceği açıklandığından beri James Wan’ın korku filmlerini bırakacağı söyleniyor ki elbette eğer aksiyon filmi üzerinde çalışacaksa korku türünden uzaklaşması gerekir. Ancak, problem şu ki Wan Fast and Furious 7 için korku türüne ara vermiyor; korku filmleri yönetmenliğini tamamen bırakıyor.

Moviefone Wan’ın son yönetmenlik çalışması olan Insidious: Chapter 2 (Ruhlar Bölgesi: Bölüm 2) filminin vizyona girmesiyle ilgili Temmuz ayında bir röportaj gerçekleştirmişti. Bu röportajda Wan şunları söyledi:

“Şunu resmi olarak beyan etmek istiyorum ki korku türünü bıraktım. Conjuring ve Insidious 2 son iki korku filmimdir.”

Doğal olarak Moviefone bunun nedenini sordu ve Wan şu cevabı verdi: “Hayatımın son on yılını bunu yaparak geçirdim. Artık değişim zamanı geldi.” Ve şu sözleri de ekledi: “Hollywood sizi bir kutuya koyuyor. Eğer başarılı bir komedi filmi yaptıysanız, Komedi Adamı olarak tanınıyorsunuz. Başarılı bir araba yarışı filmi yaptıysanız, o zaman o türün adamı oluyorsunuz. Kısacası ben sinema öğrencisiyim, yani başka tür filmler yapma şansı bulmak istiyorum.”

Birçok sebepten ötürü bu büyük bir problem. Öncelikle, Wan’ın ve türün büyük bir hayranı olarak, yetenekli bir yönetmeni kaybetmek istemiyorum. Elbette bu adam mükemmel olmayabilir ama birçok yönetmenden daha başarılı ve bunun iki sebebi var. Biri karakterleri önemsiyor. İkincisi ise, kendisini ve dolayısıyla seyirciyi neyin korkutacağını bilerek film çekiyor.


İlk sebebi açalım biraz. The Conjuring (Korku Seansı) filmine bir bakın. Film göze çarpan unsurlar sayesinde beklentilerin üstünde ama filmin en etkileyici noktalarından biri de Warren ailesi ile Perron ailesiyle kurulan bağlantı. Wan çaresiz bir aileyi içinde cadı olan bir eve koyup filmi sadece yerinizden sıçratan korku sahneleriyle doldurmamış. O aileyi anlamanızı istemiş ve bu bağlantıyı daha güçlü ve derin tepkiler alabilmek için kullanmış.

Bu Saw serisinde daha da aşikar. Çünkü Wan’ın yönettiği tek Saw filmini serinin diğer filmlerinden bir adım öne çıkaran şey zekice hazırlanmış konsepte sırtını yaslamaması. Konsepti olabilecek en iyi şekilde içgüdüsel bir üslupla hayata geçirdi ve durumu ve çevreyi ana karakterleri desteklemek için kullanarak şok seviyesinin ötesine geçti. Saw serisi ilerledikçe, yönetmenlerin Jigsaw’un ölüm tuzaklarını ne kadar ileriye götürdükleri önemini yitirdi. Çünkü o tuzaklar içindeki insanları önemsemezseniz, üzerinizde derin bir etki bırakmazlar.

Wan senaryolardaki kurbanları öyle pozisyonlara sokuyor ki filmi gerçekçi kılıyor ve bu onun korku sahnelerinde kullandığı bir yaklaşım. Insidious 2 fragmanının yayınlanmasından sonra katıldığı bir soru cevap organizasyonunda Wan şu açıklamaları yaptı:

“Insidious ve çektiğim bir önceki korku filmi için korku sahnesi tasarlarken yaptığım şeylerden biri de bu senaryoları düşünerek gece yarısı tüm ışıkları kapatarak evin içinde dolaşmaktır. Bunları düşünüp gerçekten korkuyorsam, işe yaradığını anlıyordum.”

Basit gibi duruyor ama inkar edilemez bir tarafı da var. Eğer bir korku sahnesinin düşüncesi yönetmeni korkutamazsa, istenen etkiyi izleyiciye nasıl verebilir ki? Bu sene çıkan korku filmlerini bir düşünün: Texas Chainsaw 3D, Mama, The Last Exorcism Part II ve The Purge. Evil Dead bir istisna çünkü sadece istisnai görselleriyle bile şaşırtmayı başarıyor ama ne yazık ki geri kalanı anlamsız kanlı sahneler ve içi boş korku konseptleri içeriyordu.


Tür ne olursa olsun, kimin izleyiciyi kendi dünyalarına gerçekten çekebilmek için boşlukları doldurmayı çabaladığına dikkat eden bir yönetmenin filmi diğerlerinden daha iyi olacaktır. Wan bunu korku türünde yapan tek isim değil ama birkaç kişiden biri ve bu nedenle kesinlikle özlenecek.

Ama şu soru hala önemli: Neden korku türünü tamamen bırakıyor? Wan’ın büyük bir hayranı olarak, elbette hedeflerini gerçekleştirmesini isterim ama neden biraz ara verip Fast and Furious 7’yi yapıp korku türüne geri dönmüyor ki?

Korku filmlerinin hastası olan biri olarak, “korku türünü kesinlikle tamamen bırakıyorum” cümlesi biraz onur kırıcı. Wan eğer Hollywood tarzından sıkıldığı için böyle diyorsa tamam ama korku türüyle özdeşleşmesi bence çok güzel bir şey. Fast and Furious 7 için mi korku filmlerini bırakıyor yani?


Böyle bir şeyi söylemeye çok da gerek olmaması bu açıklamanın yapılmasını daha da kırıcı bir hale getiriyor. Bu çok olasılık dahilinde değil ama Wan belki şöyle demek istemiştir: “korku filmleri daha iyi filmler yapmam için bir sıçrama tahtasıydı.” Bu yorum biraz aşırıya kaçmak olur ama Wan’ın açıklamasının korku türünü olumsuz bir konuma yerleştirdiği ve korku filmlerinin diğer türdeki filmler kadar iyi olmadığı fikrini destekleyen filmler olarak algılanmasına neden olduğu da bir gerçek.

Ama şu gerçek de var: Hollywood’da kesin olan her iddia mutlaka sonradan reddedilmiştir. Wan’ın korku filmleri yapmayacağını söylemesi endişe verici ama biliyoruz ki geri dönecek. Yapımcı Jason Blum bile Indisious Chapter 2 filmini tanıtırken şunları söyledi:

“Bence gelecekte yapacağı korku filmleri ve benim yapacaklarım başka türlerde çalışmak için iyi olacak… Bir daha korku filmi yapmayacağını söylüyor ama eminim ki yapacak ve yapacağı yeni korku filmi –bu arada Fast and Furious’ı yapmış olacağı için çok daha iyi olacak.”

Blum’a güveniyorum. Umarım bu açıklaması doğru çıkar. Ama bu açıklama bile Wan’ın açıklamasını daha az itici yapmıyor.


James Wan, lütfen 1967 model bir Chevrolet Camaro ile gün batımına doğru sürün ve melodramatik gözyaşlarında yıkanın veya istediğiniz türde filmi yapmanızı sağlayacak ne varsa onları yapın, çünkü bunu hak ettiniz ama korku türünü tamamen bırakmanın ne yararı olacak? Bir bakıma, Wan hiç istemediği bir şeyi yapıyor: kendisini korku filmi çekmeyen bir yönetmen olarak sınıflandırıyor. Eğer açıklaması sektöre kendisine daha farklı tekliflerle gelinmesi için bir rica niteliğindeyse, o zaman The Conjuring (Korku Seansı) gibi bir değerin ne anlamı kalıyor? Wan bunu üstlenmiyor çünkü artık korku filmi yapmıyor.

Belki bu duygusal bir tepkidir ama korku türünün James Wan’a ihtiyacı var. Scott Derrickson (Sinister), Timo Tjahjanto (VHS 2), Adam Wingard (You’re Next), Ti West (The Sacrament), E.L. Katz (Cheap Thrills) gibi yıldızı parlayan yönetmenlerimiz var. Ama bunun nedeni de Wan’ın önlerini açması; küçük bir tür ile daha geniş izleyici kitlesi arasındaki bariyerleri kaldıran mikro bütçeli filmler yaparak bunu başardı.

Yukarıda bahsettiğimiz yönetmenlerin tümü yetenekli ama Wan’ın Saw serisinde başlattığı akımdan ve iyi eleştirilen korku filmleri yapmanın olağan izleyici kitlesinin dışındaki izleyicileri de çekme gücüyle mümkün olduğunu kanıtlamasından sonra öyle bir noktaya geldik ki, artık negatif düşünceleri yıkabiliyor, korku filmleri hayranlarının sayısını arttırabiliyor ve daha kaliteli eserler yapabiliyoruz. James Wan’ın bu harekete devam etmek istememesi çok üzücü.