Galaksinin Koruyucuları | Guardians of the Galaxy | 2014 | İnceleme
 

Sinema dünyasında önemli senaryolara imza atan James Gunn, bu filmde hem senaryo hem de yönetmen olarak karşımıza çıkıyor. Belki de zombi filmlerinin en iyisi olarak gösterilen Ölülerin Şafağı filminin de senaristi olur kendileri. Thor gibi Marvel'in yapımlarında da senaryoları bulunan James, bu filmiyle çıtayı biraz daha yükseltmeyi başarıyor. Fantastik hikayelerle arası iyi olan James, bu özelliğini son filminde çok iyi gösteriyor. Tabi sadece o değil, Thor filminde de senaristlik yapan Nicole Perlman da yine bu filmde James'le birlikte çalışmış.

Marvel deyince çoğumuzun aklına neyin geldiği çok açıktır. Fantastik bir hikaye, iyi/kötü kahramanlar falan. Zaten Marvel'in dünyadaki bir başka değeri bu diyebiliriz. Fantastik hikayelerin hayranı kim varsa Marvel'i seviyordur, ama bazen bir yere kadar da demeden geçemiyorsunuz. Bu yapım şirketinin en sevmediğim özelliği olan klasikleri tekrar tekrar karşımıza çıkartıyor olması bu filmde biraz da olsa yıkılıyor. Ne de olsa Marvel'in onlarca karakteri var. Hangisini sinemaya aktaracaklarını daha çok hayran kitlesi belirlese de bu filmde yapımcılar biraz risk aldılar gibi. Marvel'in bu filmini ilk duyduğumuzda acabalar kafalarda dolaşmadı değil hani.

Tipik hikayeye sahip olsa da işin içine giren senaryo faktörü çok belirleyici bir role sahiptir. Bu filmde de bunun değerini görebiliyoruz. Tabi senaryonun önemi belirleyen bir diğer özellik oyuncuların uyumudur. Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista, Vin Diesel ve Bradley Cooper güzel bir uyum içinde filmi bizlerle buluşturuyor. Şimdi Vin ve Bradley ne iş diyenler olabilir. Groot karakterini Vin, Rocket'ı da Bradley seslendirdi. Vin'in film boyunca "I am Groot" demesi de ayrı bir komedi oldu açıkcası. İşini iyi biliyor şu Vin. Michael Rooker'ı da unutmayalım. O da Yondu karakterini gerçekten iyi oynuyor. Tabi filmde bazı karakterler daha çok beğeni kazanmış olabilir. Bradley'nin seslendirdiği fantastik karakter Rocket çoğu izleyiciden tam puan aldı diyebiliriz.



İşin içine giren komedi unsurları filmde farklı bir tat oluşturuyor. Diğer filmlerine göre Marvel bu filminde senaryoyu daha çok komedi üzerine kurdurtmuş. James'in de tercihi olabilir ki çok iyi bir tercih olmuş. Başından sonuna kadar karakterlerin kendi aralarında yaşanan kargaşa iyi yansıtılmış yani. Hiç uyumu olmayan bu tiplerin nasıl bir arada uyum içinde olabileceğini yapımcılar bizlere gösteriyor doğrusu. Bu filmin artı değerlerinden.

Bir süper kahraman yaratacaksanız içinde her zaman kötü karakter katmak zorundasınız. Ne de olsa kurtarmak tüm destansı hikayelerin ana temasıdır. Bu filmde yer alan Thanos kötü karakteri belki de Marvel dünyasının en güçlü kötü karakteri. İnfinity güçlerini toplayıp evrene hükmetmek isteyen Thanos tüm güçleri elde ederse belki de tüm Marvel karakterleri onu durduramayacak kadar güçlü olacaktır. Bunun olmasına Marvel izin verir miyi zaman bizlere gösterecek.



Küçük yaşta dünyadan kaçırılan Star Lord/Peter Quill bir nevi hayatını hırsızlık yaparak geçirmektedir. Son işini yaparken başına büyük şeylerin geleceğini tahmin edemez ve içinde bir Infinity Stone olan küreyi çalması sonucu başına gelenler filmin ana konusu olur. Bu küre öyle bilindik bir küre değildir. İçindeki maddenin çok güçlü bir özelliği vardır. Bu da kürenin değerini çok çok artırır. Tabi bu küreyi sadece bir kişi istemez, bu kovalamaca sırasında filmin ana karakteri aynı hapishaneye düşerler. Başta birbirlerinden nefret eden kahramanlarımız zamanla ortak çıkarları sayesinde aynı takımda yer almayı kabul ederler. Amaç küreyi zengin bir koleksiyoncuya satıp paraları bölüşmektir. Tabi hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Zamanla kahramanlarımız evreni kurtaran bir ekip haline gelecektir. Şöyle bir bakınca bu mantıkta onlarca film zaten var diyebiliyoruz. Sanırım bu biraz da psikolojik bir durum. Aynı hikayeyi farklı senaryoda izlerken sıkılmama durumu yani. Aşk filmlerinde de aynı mantık olsa da neredeyse tüm romantik filmler izlenir. Senaryo işin içine girince acaba bu sefer nasıl yapacakların merakla beklenmesi izleyiciyi harekete geçiriyor galiba. Marvel'in bu filminde en azından bunu farklı bir zaman içinde görüyoruz. Bu; Örümcek Adam, Superman gibi yani bazı karakterlerin aynı hikayesini baştan alıp tekrar karşımıza çıkartma dayatmasından iyidir her türlü. Bu yönden bile Guardians of the Galaxy ayrı bir değer.



Kurgunun bilindik olduğu, ama senaryosuyla bizlerin beğenisi kazanan bir yapım. İçindeki karakterleriyle de serisini izleyecek hayranlar kazanan bir çalışma. Zaten bu tarz yapımların birlik beraberliğin önemi anlatıyor olması da biz seyirciler için önemli bir durum. Çocuklarımızın izleyip kendi içinde ders çıkartabileceği türlerden yani. Bir de Amerika sinemasının en sevdiğim özelliklerinden birisi kadına verilen değer. Çoğu fantastik filminde kadın kahramanlarının da bulundurulması bunun en iyi kanıtı. Kısacası kahramanlıkta cinsiyet yokturu bizlere başarıyla anlatıyorlar. Genel anlamda izlerken keyif alabileceğiniz bir Marvel filmi daha. Hatta belki de en iyilerinden birisi Guardians of the Galaxy. Ailecek izleyebileceğimiz fantastik/macera. Beklentiye uygun bir yapım.

İyi seyirler.